Yapılan araştırmalara göre içilen her 1 adet (dal) sigara insan ömrünü ortalama olarak 11 dakika kısaltmaktadır.
Sigarayı bırakmak için Sağlık Bakanlığı'nın ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı'nı hemen arayabilirsiniz.
Sigara bağımlılık yapıcı bir madde olması ve serbest satılabilmesi nedeniyle günümüzde insan sağlığını tehdit eden en önemli faktörlerden biridir. Yalnızca bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik bir sorundur.
Sigara içinde en tehlikelileri arsenik (fare zehiri), benzin, kadmiyum (akü metali), hidrojen siyanid (gaz odaları zehiri), toluen (tiner), amonyak ve propilen glikol olmak üzere 4000’in üzerinde kanserojen ve toksik madde bulunmaktadır. Sonuç olarak ciğerlerimizde katran (asfalt) oluşmaktadır.
Sigara bağımlılığının 2 yönü vardır. Fiziksel ve psikolojik bağımlılık. Fiziksel bağımlılığı yapan sigaradaki nikotindir. Psikolojik bağımlılık ise kişiye göre değişir. Kendine güvensiz, sorunlardan kaçan kişiler psikolojik bağımlılığa daha eğilimlidir. Sigaranın içindeki yabancı maddeler dokularda irritasyon ve hasar oluşturur. Buna karşı savunma amacıyla kandan çekilen hücreler iltihap alanına toplanır.
Damarların zamanla daralması ile tüm dokulara gelen kan ve oksijen miktarı azalır. Dokunun beslenememesi sonucunda zamanla hasar gelişir. Aslında en dramatik sonuçlarından biri, içindeki kanserojenlerin en yoğun ve uzun etki ettikleri organlar başta olmak üzere tüm kanserlerin oluşma riskini yükseltmesidir.
Sigara diğer uyuşturuculara bir basamak olmaktadır. Sigara kullanan gençlerin büyük bir kısmı alkol kullanmaya da başlamaktadırlar. Sigara içmeyen gençlere göre sekiz kat daha fazla uyuşturucu kullanma riski taşımaktadırlar. Sigara içen gençlerde davranış bozukluğu da görülmektedir, bunlar; kavgacılık, belli bir çeteye girme ya da dikkatsiz ve tedbirsiz cinsel ilişkiler olarak ortaya çıkmaktadır. Sigaraya alışan gençler, başka bir uyuşturucu kullanmasa bile, sigara bağımlısı yetişkinler haline gelmekte ve sağlıklarını tehdit eden kimyasal maddelere bir ömür boyu maruz kalmaktadırlar.
Sigaranın hayatımızda ve vücudumuzda yaptığı olumsuz etkileri sıralayacak olursak, bulunduğunuz ortamlarda kötü ve ağır koku olması, cilt karalığı ve yaşlı gösterme belirtileri, dişlerde kirli ve pis görünüm ve dişeti hastalıkları, ağız ve yutakta tat alma eksikliği, ağız, yutak, gırtlak, nefes borusu, akciğer, mide , yemek borusu, pankreas, rahim, mesane kanseri riskinde artma, kalp ve damarların görmüş olduğu zarar ve tahribattan dolayı kalp krizi, damar tıkanıklığı, tansiyon yükselmesi, beyinde felç, ileri yaşta bunama (Alzheimer), gözlerde katarakt ve ileri yaşta körlük, koku almada azalma, kronik bronşit ve amfizem gibi tıkayıcı akciğer hastalıkları, mide ve yemek borusunda kanama, ülser, iktidarsızlık, ereksiyonda azalma, döllenme yetersizliği, kalıtımsal bozukluklar, ellerde, parmaklarda sararma, tırnaklarda zayıflama, kemik erimesi kılcal damarlarda, el ve ayaklardan başlayarak, kol ve bacaklara kadar tıkanıp bu organların kesilmesine kadar varan hastalıklar oluşumu olarak sayılabilir. Ayrıca yorgunluk, uykusuzluk, ruhsal gerilim, stres, performans düşüklüğü, reflekslerde azalma oluşur.
Sigara dumanı pasif içiciler için de aktif içiciler kadar zararlıdır. Pasif içiciler, sigara içen kişilerin yanında durarak 3.700 çeşit kimyasal gazdan zarar görmektedirler. Bunların büyük bir kısmı zehirlidir, geriye kalan kısmı da kanserojen benzopyrene ve formaldehyde gazlarıdır. Sigara dumanına ne kadar çok maruz kalırsanız, kalp krizi geçirme ve akciğer kanseri olma riskiniz o oranda artar. Gebelikte sigara içen kadınların bebekleri %10-15 eksik kilolu doğdukları gibi ebeveynleri sigara içen çocuklarda astım, üst ve alt solunum yolu infeksiyonları (bronşit, zatürre) riski artmaktadır. İstatistiklere göre, sigara içen annelerin düşük yapma ve ölü doğum yapma oranı içmeyenler göre %50 daha fazladır. Ayrıca, sigara içenlerin bebekleri 21/2 oranında aniden ölüm riski taşır. Gebelikten 4 ay önce sigarayı bırakmak riski ortadan kaldırır.
Sigara ölümcül bir alışkanlıktır. Ülkemizde sigaranın yol açtığı ölümler; trafik, terör, iş kazaları ölümlerinin toplamından beş kat daha fazladır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dünyada en büyük sağlık sorununun sigara olduğunu ilan ederek, her yıl 4 milyon insan sigaradan hayatını kaybettiğini ve eğer, gerekli önlemler alınmazsa bu sayının, önümüzdeki 20 yılda 10 milyona çıkacağını bildirmiştir.
Sigaraya başlama yaşının çok erken olması, endüstriyel destek ve sonuçlarının çok çabuk ortaya çıkmaması nedenleriyle sigara bırakma fikri olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaksızın hep ertelenmektedir. Sigaraya başlamak kolay ancak bırakmak zor bir iş olmakla beraber, imkansız değildir. Sigarayı bıraktıktan sonraki ilk 3 gün en zorlu dönemdir.Bu dönemde huzursuzluk, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü ortaya çıkabilir. Kafeinden uzak durmak, fiziksel aktivite, sigarayı akla getirecek ortamlarda bulunmamak, sakız çiğnemek, kuruyemiş yemek bu dönemi kolay atlatmaya yardımcı olabilir. Piyasada mevcut olan medikal destek tedavisinin ise çıkabilecek yan etkiler açısından, kesinlikle hekim gözetiminde ve tavsiyesinde alınması gerekmektedir. Psikolojik bağımlılığı belirgin olan kişilerde ise profesyonel yardım önerilmelidir.
Sigara bu kadar etkili ve tehlikeli bir madde olmasına karşın, bırakıldığı durumda vücudumuzda belirgin olumlu değişiklikler olmaktadır. 20 dakika sonra tansiyon ve nabız normale iner, 8 saat sonra kandaki oksijen normal düzeye çıkar, 24 saat sonra kalp krizi tehlikesi azalır, 48 saat sonra sinir uçları yenilenmeye başlar, 2 hafta - 3 ay sonra kan dolaşımı dengeye girerken akciğer fonksiyonu %30 oranında iyileşir, 1 - 9 ay sonra öksürük krizleri, bitkinlik, kısa kısa nefes almalar azalır, akciğerler temizlenir ve enfeksiyon tehlikesi azalır, 1 yıl sonra koroner yetmezliği tehlikesi sigara içenlere oranla yarı yarıya azalır, 5 yıl sonra akciğer kanserinden ölme tehlikesi yarı yarıya azalır, 10 yıl sonra akciğer kanseri tehlikesi, içmeyenlerin düzeyine gelir. 15 yıl sonra koroner yetmezliği tehlikesi sigara içmeyenlerin seviyesine iner.